07 Mayıs 2024 Salı
Üniversitemiz Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü tarafından 29 Nisan 2024 tarihinde “Kadın Sağlığının Medikalizasyonu” konulu panel düzenlendi.
İzzet Baysal Kültür Merkezi Pembe Salonda gerçekleştirilen panel, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başladı. Panele; akademik-idari yönetici ve personel ile öğrenciler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü yapan Dekan Yardımcısı ve Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nevin Çıtak Bilgin, medikalizasyonu, tıbbi olmayan, sosyal bir konunun tıbbi bir problem, hastalık ve tedavi edilmesi gereken bir durum olarak tanımlanması olduğunu açıklayarak, “Günümüzde kadınların yaşam süreçleri erkeklere göre daha fazla tıbbileştirmeye müsaittir. Bu nedenle tıbbileştirme konusunda cinsiyetin önemli bir faktör olduğunu söyleyebiliriz.” diye konuştu.
“Sağlık içeriklerinin çoğu kadına yönelik”
Panelde ilk sunumu İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selami Özsoy, “Medyada Kadın ve Sağlık” konusunda yaptı. Kadının medyadaki rolünü anlatan Özsoy, sağlık içeriklerinin çoğunun kadına yönelik olduğuna vurgu yaparak, özetle “Yaşlanmama, diyet, obezite, estetik, depresyon, saç dökülmesi, menstrüasyon, gebelik, doğum, menopoz gibi konular sürekli olarak medyada ön planda olduğunu, bu konuların hemen altında, konuyla ilgili ticari reklamların olduğunu görüyoruz” dedi.
“Toplumda hastalık haline evrilmiş güzellik anlayışı var”
Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Dilek Eroğlu ise, “Pamuk Prensesin Aynaya Hapsolmuş Bedeni: Ataerkil Toplumlarda Kadınların Beden Algısını Şekillendiren Mitler” başlıklı sunumu yaptı. Toplumda kadınlardan beklenen ince, narin, beyaz tenli gibi hastalık haline evrilmiş bir güzellik anlayışından söz eden Eroğlu, özetle “Neden bedenlerimizden mutsuzuz ve yeni bedenler arayışı içindeyiz? Konu kadınlar olduğunda bunda en büyük etki toplumsal cinsiyet rolleri. Türkiye’de toplumsal cinsiyete bağlı bu durum erkek egemen bir yapıda, yani ataerkil.” vurgusu yaptı.
“Gebelikte zayıf kalma takıntısı”
“Pregoreksiya ve Sağlığın Programlanması” konulu sunumu yapan Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Taha Gökmen Ülger ise, enerji alımını azaltıp fiziksel aktiviteyi artırarak gebelikte zayıf kalma takıntısı olarak açıkladığı pregoreksiyanın ortaya çıkışında medya ve toplumsal bakışın ne olduğundan söz etti. Gebelikte minimum enerji alan annelerin çocuklarının ileriki yaşlarda kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, tansiyon gibi kronik rahatsızlıklara yakalanma oranlarının yüksek olduğuna işaret eden Ülger, sağlığın büyük ölçüde kişinin kendisi tarafından programlanabilecek bir kavram olduğuna vurgu yaptı.
“Doğal süreçlerin medikalizasyonu”
Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Arş. Gör. Mervenur Böyük ise, “Kadın Üreme Sağlığının Medikalizasyonu” konulu sunumu yaptı. Gebelik, doğum, menstrüasyon, menopoz ve benzeri doğal süreçlerin, tarihte ve günümüzde nasıl tıbbileştirildiğini örneklerle açıkladı.
Soru cevap bölümünün ardından panelistlere teşekkür belgesi takdim edildi. Toplu fotoğraf çekimi yapıldı.
Kadın Sağlığının Medikalizasyonu Paneline İlişkin Katılımcıların Görüşleri
Paneline katılıp değerlendirmede bulunan 120 katılımcının %98,3’ü öğrenci ve %86,7’si kadındır. Katılımcıların çoğu (%67,5) etkinlikten duyurular (afiş, poster, davetiye) aracılığı ile haberdar olduğunu, %90,8’i etkinliğin gerçekleştiği ortamın, %81,7’si etkinliğin düzenlendiği gün ve saatin uygun olduğunu, %85,8’i etkinliğin süresinin yeterli olduğunu, %91,7’si etkinliğin içeriğinin yeterli olduğunu, %86,7’si etkinliğin ihtiyacını karşıladığını ve %89,2’si etkinliğin bilgi ve/veya becerilerine katkı sağladığını belirtmiştir. Katılımcıların %90,8’i etkinliği iyi-mükemmel olarak değerlendirmiştir.
Katılımcılar; panelin konusunun özgün ve güncel olduğu, kadın sağlığının farklı disiplinler ile tartışılmasının faydalı olduğu, program akışının etkileyici ve dikkat çekici olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.